Keyfimizin Kâhyası mıyız?- Evren İnançoğlu

Keyif aldığımız şeyleri tekrarlarız. Ya da şöyle de diyebiliriz, bir şeyi devamlı olarak terkar ediyorsak ondan keyif alıyoruzdur. Gündelik pratiklerimize bakalım. Tekrar ettiğimiz şeyleri düşünelim. Dost sohbetlerinde açmaktan hoşlandığımız belli bir konu mutlaka vardır. Topluluk içinde sergilediğimiz bazı davranışlar bizimle özdeşleşmiştir. Siyaset konuşurken kullanmayı sevdiğimiz belli başlı klişe kelimeler vardır. Kıbrıs’ın kuzeyinde siyaset konuşulurken spesifik kelimeler devamlı tekrarlanır, mesela. Sistemle mesafeli, ona eleştirel olanların kullandığı ve çoğu yerel ağıza özgü “mamma”, “lilli”, “gibri” vb. kelimler gibi . Aynı şekilde sisteme sahip çıkan milliyetçilerin de devamlı tekrar ettikleri belli başlı kelimeler vardır. Her gün aynı kelimeleri, aynı tanımlamaları kullanmaktan sıkılmadıkları gibi, bunları ilk defa kendileri dillendiriyormuş gibi heyecan duyarlar.

Dünya edebiyatında da durum çok farklı görünmüyor. Romancıların mesele ettikleri belirli konular vardır, şüphesiz. Kurgularında bu konuları tekrar tekrar ele almaları doğaldır. Ancak romanlara daha yakından bakarsak bu tekrarların içinde de bazı başka tekrarlar tespit ederiz. Murakami’nin romanlarında kadın karakterler neden hep ortadan kaybolur? Michel Helloubecq romanlarında kadınlar neden ölür? Elena Ferrante’nin evrenindeki kadınlar neden hep aldatır ya da aldatılır? Tüm bu tekrarların ardında onları tekrar etmekten alınan bir keyif vardır. Kendimizi tekrar etmekten keyif aldığımızın çoğu zaman farkında değilizdir. Oysa, hepimizin hayatı muhtelif tekrarlardan ibarettir. Zira, tekrarın olduğu yerde keyif vardır. Keyif aldığımız için tekrar ederiz. Tekrar ettiğimiz için de keyif alırız. İnsan keyfin bir ürünüdür.

Keyif, arzumuzla ilişkilidir. Arzu nesnemizin nedeni aslında bir eksiklikse, arzumuzu tatmin etmemiz asla mümkün değildir. Onu tatmin edebileceğimizi düşünerek keyif alabiliriz ama. Arzumuzu tatmin etmemize  gerek de yoktur zaten. Arzuladığımız, keyif aldığımız sürece yola devam edebiliriz.

Kendimizi tanımak için tekrar etmekten keyif aldığımız şeylerin farkına varmakla işe başlayabiliriz . Keyfimizin farkına varmak onu ortadan kaldırmaz ama onunla kurduğumuz ilişkiyi dönüştürür. Keyfimizle kurduğumuz ilişki dönüştükçe biz de dönüşürüz.

Published by evren inancoglu

Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde davranış bilimleri yüksek lisansı yaptı. 2014 yılından beridir devam eden “Garip Zamanlar” isimli podcastın yapımcılarındandır. Hem basılı hem de dijital mecralarda deneme yazıyor. “Bütünsüz” isimli blog’un Adminidir. İlgi alanları sinema, televizyon, edebiyat, felsefe ve psikanaliz teorisidir. Lefkoşa’da yaşıyor

Leave a comment

Design a site like this with WordPress.com
Get started