Firari Bedenler


ÖZET
Bu inceleme yazısında Kıbrıslı Türk ressam Hüseyin Özinal’ın “Firari Bedenler” isimli resim
sergisi ele alınmaktadır. Yazıda serginin temel konseptleri olarak öne çıkan , beden, eksiklik,
evrensellik ve kimlik gibi kavramlara, Sloven psikanaliz okulunun perspektifinden
odaklanılmakta, sergi bu kavramlar çerçevesinde değerlendirilmektedir. Bu çerçevede bu
makalenin temel amacı ressam Hüseyin Özinal’ın sergisini Sloven Psikanaliz okulunun üç önemli ismi Slavoj Zizek, Mladen Dolar ve Alenka Zupancic’in okumalarıyla sanat, evrensellik, kimlik, ve eksiklik kavramları çerçevesinde irdelemektir. Hüseyin Özinal’ın resmettiği bedenlere musallat olan eksiklik heterenormatif sistemde kuir kimliğin dışlanmasının sembolleştirilmesinden öteye bütün kimliklere içkin olan ve aynı zamanda onların oluşmasını sağlayan bir eksiklik çerçevesinde değerlendirilmektedir.


Anahtar Kelimeler: Eksiklik, Kimlik, Firari Bedenler, Hüseyin Özinal, Sloven Psikanaliz Okulu,
Sanat, Tamamlanmamışlık.


ABSTRACT

This article examines Turkish Cypriot painter Hüseyin Özinal’s painting exhibition “Firari
Bedenler” from the perspetcive of the Slovenian School of Psychonalysis. This article develops this by examining the key concepts of the exhibition like body, lack and identity from the perspective of the three core members of the Slovenian School: Mladen Dolar, Slavoj Zizek and Alenka Zupancic. In this context, the incompletness that hunts Ozinal’s pictures is percieved as a lack that is inherent in every identity which at the same time constucts these identities, rather thana symbol of the queer identity in a heteronmative system. Key Words: Lack, Identity, Firari Bedenler(Fugutive Bodies), Hüseyin Özinal, Slovenian School of Psychonalysis, Art, Incompletness


GİRİŞ


Kıbrıslı Ressam Hüseyin Özinal son sergisi “Firari Bedenler” (Fugutive Bodies) ile evrensel bir
tema olan bedene odaklanıyor. Özinal, sergiyle ilgili verdiği bir röportajda bedeni “insanın ilk
adresi olarak” tanımlıyor (Çerkezoğlu, Adress Dergisi, 27 Temmuz 2019). Özinal’ın bedene
yaklaşımı, akla özne-nesne ayrımında bedeni diğer nesnelerden farklı bir yere koyan MarleaPonty’yi getiriyor. Merleau-Ponty dünya sorunsalını yaşayan bedeni merkeze alarak yorumlar (Direk, 2019: 20). Özinal’ın resmettiği bedenlerde ilk göze çarpan şey eksikliktir. Resmedilen bedenlerin hepsi bir şekilde yarım kalmış, eksik bedenlerdir. Bu bağlamda sergi kesif bir eksiklik duygusu ihtiva eder. Resmedilen bedenlerin bir başka ortak özelliği, ölçülerinin “idealden” uzak olmasıdır. Özinal, şişman, sıska, sarkık, asimetrik bedenler resmetmiştir. Sergilenen bedenlerle ilgili dikkat çekici bir başka özellik ise kadın ve erkek bedenlerinin yanında kuir bedenlerin de resmedilmiş olmasıdır. Kuir bedenlerin resmedilmesi, Kıbrıs Türk resminde çok da sık rastlanan bir şey değildir. Yarım kalmış, idealden uzak ve kuir bedenler barındıran resimlerden oluşan sergiyle ilgili olarak Özinal söyle der: “Daha çok kuir bedenler üzerinde çalıştım. Kadın mı, erkek mi olduğu belli olan figürler
de var tabii aralarında… Aslında tamamlanmamış, bitmemiş bedenler bunlar. İnsan hep eksiktir”(Çerkezoğlu, Adress Dergisi, 27 Temmuz 2009).


EKSİKLİK


Özinal’ın resmettiği bedenlerdeki eksiklik üç farklı şekilde yorumlanabilir. Birinci okumaya göre
ataerkil sistem tarafından tahakküm altına alınmış kimlikler, özellikle de kuir kimlik baskıların
sonucu olarak kendileri olamamakta, her zaman eksik kalmaktadırlar. Buna göre, sistemin
dayatması sonucu bedenlerin taşıyıcısı olarak bazı kimlikler diğer kimlikler kadar özgür
olamamıştır. Böyle bir okuma özellikle de kuir bedenler söz konusu olduğunda çok da mesnetsiz olmaz. Kıbrıs Türk toplumunda LGBTI+ hakları için mücadele eden sivil toplum örgütlerinin ortaya çıkışı birçok batı ülkesine göre göreceli olarak çok yenidir. Homofobi Kıbrıs Türk toplumunda hâlâ önemli bir sorun teşkil etmektedir. Beş yıl öncesine kadar eş cinsel ilişkinin yasada bir cezaya tabi olduğu da unutulmamalıdır(Ceza Yasası, 20/2014; 45/2014). Bu çerçeveden bakıldığında, Özinal’ın Kıbrıs Türk toplumunda kamusal alanda çok görünür olmayan bir kimlik olarak kuiri sanat aracılığıyla görünür kılıyor. Sergilenen bedenlerdeki eksiklik ikinci olarak, Sloven psikanaliz okulunun izinden gidilerek, kimliklerin tümüne musallat olan tam olamama halinin ifadesi olarak da değerlendirilebilir. Buna göre, diğer cinsiyetin özelliklerini biraz da olsa barındırması nedeniyle, biyolojik anlamda bile asla tam olarak “kadın” veya tam olarak “erkek” olunması mümkün değildir. Tamamlanamamışlık
biyolojik kökeni olmayan diğer sosyo-kültürel tüm kimlikler için de geçerlidir. Kimliklere musallat olan bu eksiklik aynı zamanda kimlikleri oluşturan şeydir de. Bu bağlamda, kuir kimlik de eksiklikten payını alır; tamamlanmış bir kuir kimliğinden bahsetmek mümkün değildir. Eksiklik sergideki bedenlerin temsil ettiği bütün kimliklere içkindir. Üçüncü bir okuma olaraksa, eksiklik daha da ileri götürülerek, nesne olarak bizzat bedenlerin ontolojik olarak eksik oldukları iddia edilebilir. Sloven psikanaliz okulunun kurucularından Zizek’e (2013) göre, hayatın farklı alanlarında kendini gösteren eksiklik, ontolojik bir eksikliktir. Zizek, tezini desteklemek için atom altına inerek kuantum parçacıklarından örnek verir. Parçacıkların konum ve hareketlerindeki tutarsızlık ve belirsizlik bizim bilgimizdeki epistemolojik bir eksiklikten değil, ontolojik bir eksiklikten kaynaklanır. Aynı okulun bir başka temsilcisi Alenka Zupancic (2018) Fransız psikanaliz Lacan’ın izinden giderek cinselliğin de ontolojik eksiklikten payını aldığını iddia eder. Zupancic’e göre cinselliğin merkezindeki ontolojik bir antagonizma onun bir bütün olarak tanımlanmasını engeller. Buna göre cinselliğin nerede başlayıp nerede bittiğini belirlemek mümkün değildir; bir şey hep eksik kalır. Bu bağlamda cinsellik sabit bir kimliğin altını oyan bir şeydir. Zupancic kendisiyle yapılan bir mülakatta cinsellikle ilgili şöyle der: “ Psikanaliz, cinselliği temelde insana sabit kimlik sağlayan bir şey olarak değil de insanın kafasını ve yönünü şaşırtan bir şey olarak kavrar” ( Grubner&Ortiz, Loss Angeles Review of Books, 7 Kasım 2019)


ARZU BEDENLERİ


Özinal’ın sergisinde göze çarpan bir başka özellik resmedilen bedenlerin “ideal” denilebilecek
ölçülerden çok uzak olmasıdır. Özinal’ın “ideal” olmayan bedenleri resmetmesi kendi içinde bir arzu barındırır. “İdeal bedenler” çoğu zaman bir fazlalık veya eksiklik üzerinden tanımlanır.
Fantezinin devreye girmesiyle bu tür bedenlerin, fazlalık ya da eksikliklerin giderilmesiyle “ideal” ölçülere ulaşacakları tahayyül edilir. Zizek’e(2019) göreyse bedende fazlalık ya da eksiklik olarak değerlendiren kısımlar ortadan kalktığında, ideal bedene ulaşılmadığı gibi, arzuyu oluşturan fantezinin bizzat kendisi kaybedilir. Lacancı psikanalitik bilgeliğe göre insan, hayvandan farklı olarak cinsel ilişki kurabilmek için daima bir kurguya, bir fanteziye ihtiyaç duyar. Bu çerçeveden bakılınca Özinal’ın resmettiği şişman, sıska, asimetrik bedenler, ön yargıların aksine arzulanan bedenlerdir de.


SONUÇ
Heteronormatif sistemde her alanda görünmez kılınan kuir kimlik Kıbrıs Türk toplumunda üretilen sanatta da görünmezdir. Bu bağlamda Özinal, “Firari Bedenler”le birlikte tahakküm altında olan bir kimliği görünür kılar. Resmedilen bedenlere içkin olan eksiklik ise serginin tikel bir kimliğin ötesine geçilmesini sağlayan şey olarak değerlendirilebilir. Sloven filozof Mladen Dolar’a göre sanat evrensel olanla ilgilidir. Dolar: “Sanat yaşamımızın devamlılığı içinde bir kırılma yaratır. Tikellikler arasından kırılma yaratarak evrensele ulaşır.” der (WgK, Interview with Mladen Dolar, Ekim 2016). Dolar’ın tanımlamasından hareket edildiğinde, “Firari Bedenler”de sergilenen resimlere musallat olan eksiklik gerek tikel bütün kimliklerin tamamlanmasının imkânsızlığı olarak, gerek de maddenin bizzat kendine içkin bir şey olarak değerlendirilsin, bizi evrensele götüren aracın kendisidir.


KAYNAKÇA
Direk, Z. ( 2017) Dünyanın Teni. Marleau-Ponty Felsefesi Üzerine İncelemeler. İstanbul: Metis
Yayınları.
Dolar, M (2016) WgK İçin WgK Tarafından Gerçekleştirilen Mülakat. https://conversations.eflux.com/t/interview-with-mladen-dolar-i-think-to-make-art-is-to-make-a-break/5075 (Son Erişim Tarihi: 15.08.2019)
Ceza Yasası, 1962, (3/1962, 43/1963, 15/1972, 20/1974, 31/1975, 6/1983, 22/1989,
64/1989, 11/1997, 20/2004,41/2007; 20/2014 ; 45/2014 ve 26/2018 sayılı Değişiklik Yasalarıyla değiştirilmiş ve birleştirilmiş şekli ile), KKTC Resmi Gazete
Çerkezoğlu, S. (2019, 27 Temmuz). Firari Bedenler’in yaratıcısı Hüseyin Özinal; “İnsanın ilk
yurdu kendi bedenidir. Adres Dergisi.
Grubner, B.&Ortiz, I(2019, 7 Kasım). On Sex Without İdentity: Feminist Politics and Sexual
Difference. Los Angeles Review of Books
Zizek, S. (2013) Less Than Nothing. Hegel and The Shadow of Dialectical Materialism. London: Verso
Zizek,S.(2019) Sex and The Failed Absolute. New York: Bloomsbury Academic
Zupancic, A. (2017) What is Sex. Massachusetts: MIT Press

Published by evren inancoglu

Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde davranış bilimleri yüksek lisansı yaptı. 2014 yılından beridir devam eden “Garip Zamanlar” isimli podcastın yapımcılarındandır. Hem basılı hem de dijital mecralarda deneme yazıyor. “Bütünsüz” isimli blog’un Adminidir. İlgi alanları sinema, televizyon, edebiyat, felsefe ve psikanaliz teorisidir. Lefkoşa’da yaşıyor

Leave a comment

Design a site like this with WordPress.com
Get started